{ "title": "Kestane Fidanı", "image": "https://www.fidanlar.gen.tr/images/kestane-fidani.jpg", "date": "19.01.2024 06:02:05", "author": "idil alacan", "article": [ { "article": "Kestane Fidanı, dünyada Asya, Afrika ve Amerika kıtasında yetişir. Hepsi birbirinden farklı 12 adet çeşidi bulunur. Bunlardan en kalitelisinin anavatanı Anadolu'dur. Ülkemizde ortalama olarak 80-90 bin ton arası kestane üretilmektedir. Bunun 5-10 bin tonu ihraç edilmektedir. Kestane fidanı, doğada tohumundan kendiliğinden yetişir. Genç fidanlar dikine büyürken fidanlar yaşlandıkça taç yayvanlaşır. Fidanın gövdesi dik ve düzgündür. Gövde kabuğu önce düzgünken ağaç yaşlandıkça çatlar ve kırışıklarla kaplanır. Kestanenin dip tarafı açık kahverengi, diğer tarafları ise koyu kahverengidir. En dışta koyu kahverengi renkte kalınca sert bir kabuk bulunur. İçeride meyvenin hemen üzerinde açık kahverengi, ince ve yumuşak bir iç kabuk vardır. Meyvenin eti, açık sarı renkli ve oldukça serttir. Nitelikleri iyi bir kestane 2,5 santim genişliğinde ve 15 ile 20 gram ağırlığında olmalıdır. Ancak, kuzu kestanesi denilen türlerin genişliği ve ağırlığı bu ölçülerden daha küçüktür.

Kestane fidanının kazık kök yapısı sayesinde bol yağışlı ve erozyona meyilli arazilerde oluşabilecek erozyonu önleyebilmek için kestane bahçeleri kurulur. Kestane fidanı için en ideal toprak gevşek yapılı ve geçirgen olanıdır. En çok volkanik kaynaklı ve potasyumca zengin toprakları sever. Kestanenin hiç hoşlanmadığı toprak türü, ağır ve killi olanlardır. Yamaç araziler fidan dikimi için idealidir. Sık dalları olan kestane ağacının genç dalları kızıl kahverengidir. Bir yaşını aşan dalların rengi açılır. Kestane fidanlarının çoğaltımında daldırma, aşılama ve çiçeklerin köklendirilmesi yöntemi kullanılır. Aralarında en çok tercih edilen yöntem aşılamadır ve ilkbaharda sürgün göz aşısı uygulanır. Yabani ağaçların aşılamasında ise kalem aşısı tercih edilir. Bunun içinde kaliteli tohum kullanılması gerekir. Tohumların çimlenme gücünün yüksek olması aranır. Kestane ağacı ılıman, nemli ve serin bölgelerin bitkisidir. Kestane ışık ve açıklık alanlarda 12 metreye kadar büyüyebilir. Kestane kışın -30 dereceye kadar dayanmaktadır. Ancak ilkbaharın geç donlarına ve sonbaharın ilk donlarına karşı çok hassastır. Yaz mevsiminde aşırı sıcaklardan etkilenir ve bu nedenle meyvelerin içi boşalır. Kestane ağacı yetiştirilirken çok soğuk bölgelerde güneye bakan, sıcak yörelerde ise kuzeye bakan yerlere fidanlar dikilmelidir. Yıllık yağış ortalaması 600-1600 mm olan yerlerde yetişir. Bu nedenle, kurak ve sıcak geçen yıllarda ürünün verimini artırmak için temmuz, ağustos ve eylül ayında ağaçların sulanması gerekir. Çiçeklenme döneminde fazla yağış döllenmeyi etkileyeceği için kestane fidanı yağışı fazla sevmez. Fazla yağış aynı zamanda mantar hastalığı nedeniyle yaprakların dökülmesine de yol açar. Ağacın yaprakları uzun, mızrak biçimli, sivri uçlu ve çok koyu yeşil renktedir. Ağacın yaprak çıkardıktan sonra açan erkek ve dişi çiçekler en az bir yıllık dalların üzerinde oluşur. Dişi çiçeklerin döllenmesinden 150-170 gün kadar sonra kestane meyveleri dikenli bir kabuk içinde olgunlaşır.

Kestane fidanı dikim aralıkları yaklaşık olarak 10-12 metre aralığındadır. Bu aralıklar fidanın bakım şartlarına de bağlı olarak 15 metreye kadar yükselebilir. Fidanların dikimi arazinin toprak yapısına göre değişkenlik gösterir. Genelde kare ya da üçgen şeklinde dikilebilir. Fidanların dikileceği çukurlar 60 cm derinliğinde açılmalıdır. Yaklaşık olarak 150-200 gram arası gübre açılan çukurlara atılmalıdır. Daha sonra üzerine birkaç kürek toprak atılmalıdır. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu köklerin gübreye temas etmemesidir. Çünkü gübre toprağa değerse fidanın kökleri zarar görebilir ve kuruyabilir. İlk dikim yılında fidanlar toprağın nem durumuna göre 2-3 kez sulanabilir. Sonraki yıllarda da sulama yapmak çok zararlıdır. Eğimi fazla olan arazilerde elle toprak yükseltme yapmak gerekir. Budama, kestane ağaçlarının gelişim ve ürün verimini büyük oranda etkilediği için fidanlarının dikiminden sonra her yıl obur dallar budanmalıdır. Ağaçlar belli bir büyüklüğe ulaşınca ürün budaması yapılır. Ürün budaması kırılmış, kurumuş ya da hastalanmış dalların çıkarılması şeklinde olur.
" } ] }